Düşüncelerimle yapa yalnızım
Açtığım her müzikte boğulmak
Hissi arıyorum. En yüksek dozajda 
Ses istiyorum

Aynaya dönüp iç sesimle konuşuyorum
Bunları anlatırken kendime
Kendimle konuşuyorum.

Bir ses yankılandı odam'da ibrahim diye
Kısık ve özlem duygusu olan bi ses
Birini arıyormuş hissiydi
Gözlerimden yaşlar yere döküldü.
Her akan yaş ağrıtıyordu başımı

Evet ağladım usulsüzce
Bu ayrılığın orkestrasıydı
Çalanda hüznün parçası
Nakaratında sen vardın
Ne zaman beait'e tutu kaldım
Sen geliyordun aklıma
Ve ayrılık saati'ydi
Halbu ki kum saati'ne aşktı

Ses kesildi, elim ayağım buz tuttu
Bir daha da olmamak üzere
Gölgemi arıyordum bi ara.
O da yok olup terketmişti beni
sen gibi terketti
İnsan terk eder miydi sevdiğini?
Dedim, ve kendime sözler verdim.
Kabullenmek'ti

Ayaktayken yıkıldım
Ve deliye ugramış vaziyette
Kendime öfke kustum
Olamazdı, sus ibrahim sus dedim
Yankılandı sesim, buydu ritim
Tutmuştu yankılar beni
Kabullenemedim 
Bir sen vardın benden öte
Bir bu aşk vardı
Ben ölümü unutmak istedim


Sokak lambaları aydınlatırken
Geceyi, bir dilek tuttum 
Aynı dilekti bu.
Senle karşılaştığım an da ki
Aynı dilekti.
Seni diledim kendime
Ve sustum içimde
Hayaller kurup batıran da bendim
Ben neydim?

Tek bir satır yazmak istedim
Kin kusarken sabaha
Ve üzüyordum durduk zaman da
Kendimi, acaba gönül ne yapıyor.
O da özlemiş midir ibrahim'i?
Bu ikisi ne olacak?
Eğer özlese dönerdi.
Dönse sever miydi?

Şimdi anlıyorum hayatımı
Neyim olduğunu, bir şeyler eksik
Sonu olmayan yokuştu 
Gönül bence yokuşun başında
Ama bilmiyordu o yokuş bitmeyecek
Tekrar koşacak ciğerleri deliye
Dönene dek! Gönül bu inatçı,
Ama bir gün ögrenecek hayatı.

Tırnaklarım sızlıyordu
Beynim duraklamış
Zamandan kopuk
Yeni bir insandım
Hayat bu muydu?
Yok oluş sonmuydu?
Aşk yokmuydu?
Gönül gelmeyecek mi?
Bilmeyecek mi beni?
Unutabilcek mi tek askını?